Varoluş ile geldi kaybolmuşluk. İnsani bir ihtiyaçtı uyumak. Aldığı her nefeste neden hayattayım diye soran birinin her rüyasında ölmesi bir mesajdı belki. Yine de tek başarısı her sabah uyanıp maskesini takmak. Yaşıyor muydu? O bile meçhul.
Depresif, mutsuz, intihar eğilimli. Bir çok şey söylenebilirdi onun hakkında. Ama gerçekte hissettiği tek bir şey vardı. Kalbini delip geçen anılar; her saniye ve her an daha fazla artan, her içine dolan havada büyüyen bir yara ve her düşüncesiyle tüm hücrelerini sarsan saf acı.
Eğer fazla derindeyseniz ve fazla farkındaysanız hayatın her zaman daha derinin olduğu bilinciyle düşersiniz. Düşersiniz yalnız uykusuzluğa.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder