Cuma, Kasım 23, 2012

Yavaşça.



Hala yaşıyoruz ve hep bir şansımız var. Sonuna kadar var, sonu neredeyse. Ama vakit mevcut. Koşup yetişmek için, başka yollara sapmak için, sevmek için zamanımız var.
Sadece şu batan gemiden kurtulalım. Daha fazla dibe gitmeden geri dönelim. Yeterince acı çektik. Fazlasıyla kendimden çok oldum. Seninle olamadım. Yine de seçimler var. Kalan kelimelerden şarkı oluşturup, yalnız başımıza söyleyebilecek zamanımız, çok var.

Çarşamba, Kasım 21, 2012

Hoşçakal.



Bazen her şey göründüğü gibi değildir. Düşündüğünüzün aksine, inandıklarınıza ters. Bazen her şey.
Ama bu kimin ne kadar umrunda? Sadece düşündükleri, inandıkları ve gördükleri ile yaşayan insanlardan birliktelik kavramını benimsemelerini beklemek, kanatlarımızın çıkacağı günü beklemekten beter. Bir sonsuz, en azından kanatlara dair umutlarım var. Tabii bunu da öldürmezseniz.
Güven duygusu imrendiklerim arasında. Bunu yapabilmek her zaman zor oldu benim için. Bir güne dek öyleydi ve bir başka gün her şey yıkılana dek. Ömürden geriye kalan bir kaç kelime ile dizebildiğim harfler şunlar. Hoşçakal.

Pazar, Kasım 11, 2012

Sibylle Baier'ın dediği gibi.




It's the end my friend.
Her şeyin başlamasından 6 ay sonra her şeyin de onunla birlikte bitmesi. Elindeki her şeyi tükettikten sonra bir saniye bile pişmanlık hissetmeyen insanların eskiden söyledikleri ile çelişen hareketlerde bulunması. Gerçekten, insanlara inanmak güç zanaat.
Güven sorunu yaşarken bunun kötü bir şey olduğunu düşünürdüm. Değilmiş. İnsanlara güvendikçe kalbi kırılır insanın. Hele sonuna kadar güvendiğinde. Beş dakikada her şey değişebilir. Bütün her şey alt üst olabilir. Özellikle geri kalan tüm hayat sizinken. Siz değil aslında, onun. Benden ibaretse eğer, sadece nezaketen siz diyebilirsiniz. Üstelik seçim yaptırmak zorunda bırakırsa seni.
Fazla prensipleri olan biri değilim. Ama bir gururum ve inandığım şeyler var. İnsanlar ya ben ya o derken, kıskançlık sınırlarını zorlar. Bu benim üstesinden gelemeyeceğim bir şey ve her zaman kaçarım. Her zaman. Bundan pişmanlık duyduğum söylenemez, çünkü bu bir insanın size zorunluluk kılabileceği bir seçim değil. Bu özgürlüğünüze bir kelepçe, kırılan kanatlarınıza ise avuntu.
Üzgünüm, en çok da üzgün olmadığım için. Olmalıyım, muhtemelen. İşler bu boyuta getirilmesiydi, söylenen sözler yutulup geceleri sırt çevrilmeseydi. Evet. Üzgün olurdum. Ama yapılanlardan sonra, tek gereken iyi uykular dileyen insanlar.