Pazar, Mart 30, 2014

Yanılgı.


Havaya baktım. O kadar karanlık bir geceydi ki, diğer gecelerden farksızdı. Her şey, her zaman olduğu gibiydi. Aynı yerde aynı insandım. Aynı şeyi tekrarlıyordum, belki milyonuncu kez.
"İnsanlar, insandır."
Fazlasıyla basit bir cümleydi, fakat altında yatan şeyler fazlasıyla derindi. İnsanların hepsi aynıydı. Fark gözetmeksizin bencillik içermeyen bir eylemleri yoktu. Bazıları içinde yanı sıra öfke, nefret ve acı dolu hareketlerde de bulunuyordu. Hayatımdaki çoğu insan işte bu bazılarındandı. Herkese çok yakın, herkesten farksız nerdeyse. İşte bu yüzden yalnızdım, işte bu yüzden yine aynı yerde aynı sigara markasının dumanı altında aynı cümleyi tekrarlıyordum.
"Yanıldın."
Bir kez daha. Asla öğrenemeyen bir varlıktım, bilimsel açıdan ne kadar gelişmiş olsam da. Her zaman aynı yanılgıya düşüyordum. Güven.
İnsanlara güvenmeye başladığım zaman hayatım hatalar zincirine dönüştü. O kalın ve keskin dikenlerle örülü mantıktan oluşmuş kalem içeriden yıkıldıktan sonra işte. Bir çeşit uyuşturucu gibi, sonrasında hep aynı şeyi yaptım. Farklı insanlar sandığım bir çok insana güvendim. Hayatımda arkadaş, dost, sevgili ve aile gibi yerlere koydum. Güvenim kırıldığında şaşırmamış olmam, her zaman içten içe onların da farksız olduğuna inanmamdan kaynaklanıyordu. Hayal kırıklığı yaşamamış olmam kalbimin kırılmadığı anlamına gelmiyordu ne yazık ki.
"Herkes gider; ya ölür ya gider."
Hayat felsem haline geldi bir süre sonra. Doğruydu, kuşkusuz. Ölen insanlar yoktu yine de. Herkes gidiyordu sadece. Arkalarında yara izleri bırakarak. Bazıları fazla derindi, bazıları bir sıyrıktı. Yine de canımı yakardı. Asla dışarıya zayıf olduğumu göstermekten hoşlanmadım. Belki bu yüzden insanların umrunda değildi bana karşı davranışları. Yine de bu hatalarının affedilmesi gerektiği anlamına gelmiyordu. Canımı yakma hakkını kim onlara vermişti ki en baştan?
Belki sorun buydu. Hayatıma kabul ettiğim herkese bu senin canımı yakmak için davetiye kartın diyordum. Belki genel olarak insan ilişkileri buna dayalıydı. Bilmiyorum, insan ilişkilerinde pek iyi olduğum söylenemez geçmişime bakılırsa. Olmayan geçmişim. Kimsenin kalmadığı.
Bir gün bende kalmayacağım. Ve o günü iple çektiğimi size temin ederim.
Hayattan başka umudum yok. Küçükken okuduğum bir kitap vardı; "İnsan ne ile yaşar" diye. Umut, sevgi ve inanç. Bunlardan hiçbiri bende yoktu. Hiçbir zaman olmamıştı. Belki sadece tabuta girmek için bir süreçtir benim için hayat. Ve bu süreçte de tam anlamıyla buna hazır olmam gerekiyordur. Bundandır tüm bunlar.
Her neyse, sebebi önemli değil. Nasıl olsa, herkes gider.