Cumartesi, Ağustos 24, 2013

Eski hikayeler.

Bir başka sigara yaktım yalnızlığımın şerefine bu gece. Her dakikasını yaşıyorum karanlığın. Ufacık bir yıldız parıltısı bile yok gök yüzünde. Eskiden milyonlarca vardı. Eskiden karanlık yoktu.
Uyuyamıyorum. Yeni bir şey değil bu. Aylar oldu. Duyularım kokunu içime çekebilmek için kıvranıyor. Ev dediğim yerde uyuyabilmek için ruhumu satmaya hazırım ben oysaki. Gerçi ne değeri var ki?
Üflediğim her duman hep aynı yönde kayıp gidiyor. Sanki gitmeleri gereken bir yer varmış gibi. Ait oldukları bir yer. Benim sahip olmadığım bir varlık. Sanki her şey doğru. Sanki her şey olması gerektiği gibi. Tek yanlış benim.
Küçükken var olmamayı dilerdim. Şimdiyse var olmanı diliyorum. Aslında varsın. Oradasın ama. Bana acı veren bu. Geceleri uykularımı kabuslarla dolduran bu. Senden önce çok farklı değildi. Ama bu kadar acı yoktu hayatımda. Bana unutturmuştun. Bana iyi gelmiştin. Benim olmuştun. Birlikte olmuştuk sanki var olumuşumuzun amacı buymuş gibi. Ait olduğum yeri bulmuştum. Zaman içinde kaybedene kadar.
Herkes bunu aşmam gerektiğini söylüyor. Aştığımı söyleyebiliriz. Ama bunun doğru olmadığını ikimiz de biliyoruz. Seni çok seviyorum. Ama sen... Bundan sen ve ben şeklinde bahsedecek kadar uzaktasın şimdi.