Cuma, Ekim 07, 2011

Hayat uyanınca başlar.

http://fizy.com/#s/16imhe
Bir kabus misali her şey. Sen yoksun. Sen olmamışsın. Yerin hiç dolmamış. Bir hayali yaşamışım sanki yıllar boyunca. Yıllar oldu mu? Her neyse, zaten her gün benim için aylara bedel.
O kadar renksiz ki her şey, o kadar sessiz. Neşesiz, duygusuz. Acı dışında üzüntü var. Paketler halinde veriliyor insanlara. Beyinlerine yükleniyor. Hiçkimse biz olamamış. Biz olmamış. Ne kadar kötü. Gözyaşlarım gözlerimi yakıyor artık. Kendimi kaybediyorum neredeyse.
Neredesin? Var mısın demek daha doğru belki de. Peki nerde varsın? Benimle neden değilsin? Ben kimim? Burada hiç bir şeyin önemi yok sanırım. Benim bile kendim için önemim yok. Olmasam da olur yani. Acı. Fazlası ile acı bu düşünceler. Sert bir şeye çarpmak gibi bir anda.
Gözlerim aralanıyor. Hoş bir koku, soğuk bir el. Beni uyuyakaldığım kanepenin sert köşesinden kaldıyor. Boynum tutulmuş, acı buydu sanırım. Neyse gibi bir şeyler mırıldanıyorum o beni omzuna bastırırken. Önemi yok hiçbir şeyin hala. Çünkü biz varız. Kabuslar bitti ve biz bir rüyayı yaşıyoruz.
Çok soğuk. Onun kadar soğuk. Onun sevdiği gibi, soğuk. Ama benim ona aşık olduğum kadar da sıcak. Sanki birbirimizi dengeliyoruz diyecekken uyuyorum omzunda. Beraber uyuyoruz galiba. Sarılıyoruz. Yavaşça kendimi bırakıyorum.
Sigara dumanının arkasından görür gibiyim her şeyi. Yine de, mutluyum. Biziz çünkü. Bütün o kabusları, gözyaşlarını, acıyı unutur gibiyim. Her şeyin sonunda böyle bir dünyaya kavuşmak paha biçilemez. Hele ki onunla birlikte olmak.
Duman dağılır yavaşça ben gözlerimi aralarken. Ben uyurken senin iz bırakmadan gittiğin yerine saatlerce bakarım sonrasında her zamanki gibi. Kabus zannettiğim gerçekliğin içinde tek başıma kalırım yine. Çünkü hayat uyanınca başlar.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder