Cuma, Nisan 19, 2013

Ve ben kayan bir yıldız gibi evime döneceğim.


Elimden gelenin en iyisini yapıp, başarısız olmak bana yabancı değil. Her zaman çabalayıp, savaşıp, yine aynı boşlukta kendini kaybetmek. Ne kadar olduğu önemli değil, her zaman daha fazlasını kaybetmek. Ölümler, kanlar ve geride kalan anıların zihnimde hayali sesler gibi yankılanması. Daha kötü olabilir mi? Her zaman daha kötüsü olacaktır diye düşündüm. Çünkü bu düşünce, şu güne kadar doğru düşündüğüm tek şeydi.
İnsanları tanımadım, inandığım şeyler aslında var bile değildi, beni düzeltmek için kimse yoktu. Yıllarca düşündüm, çünkü yalnızdım. Çünkü gerçekten yalnızdım. Geceleri göz yaşları çığlıklar arasından akıp gitti. Ben başlı başına bir hataydım, bir varolmaması gereken. Bir çok insan bu düşünceme katılırdı, eğer hala burada olsalardı.
Çoğu insanın aksine ışıklar yoktu içeride beni evime yönlendiricek, aksine zifiri karanlıktı. Ne kadar yorgun olursam olayım, gözlerimi kapadığımda karanlıkta uyanırdım. Öyle karanlıktı ki, sürekli dönen bir bilinmezliğin içinde sıkışıp kalmışlık hissi ile beni boğardı. Ama umut vardı. Umut, lanet olası bir kene gibi bütün kanımı emerdi. Ta ki her şey, ölmeye karar verinceye kadar. 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder