Çarşamba, Ocak 18, 2012

Bir diğer gün.

 

Hepsi benim hatam. Hayatımdan çıkan herkesin sebebi benim varlığım. İğrenç kişiliğim biri ile tanıştığımda muhtemelen ona "Hayatıma hoş geldin, çıkış kapısı orada." sinyalleri veriyor. Onları suçlamıyorum. Yapabilsem ben de kendimden kaçardım. Ama nedense sonsuza dek bu bedenin içine hapsoldum, lanetlendim, vesaire.
Her sabah bir saçmalık içine uyanıyorum. Her sabah uyanıyorum çünkü henüz hiç kimse lanet olası bir kurşun sıkmadı beynime. Gece gördüğüm kabuslar yetmezmiş gibi gündüz de devam ediyor. Uyanmak ne kadar mantıksız gelse de hayatın koşullarını yerine getiriyorum. Sonra ne giyeceğimi düşünüyorum bir önemi varmış gibi. Bu sırada düşüncelerim eskilere gidiyor, zamanın benden alıp götürdüklerine. Aynanın karşısına geçip kendime ne kadar itici olduğumu hatırlatırken saçlarım düzeltiyorum. Yüzümü yıkayıp, elimden geldiğince iyi gözükmeyi deniyorum. İnsanların görünüşümden nasıl hissettiğimi anlamasını istemiyorum. Çünkü "Naber?" dediklerinde yalan söylemek daha kolay.
Günün sonunda tekrar aynı yere dönüyorum, aynı yatağa. Bir kaç kişi daha kaybetmiş olarak. Yorgun hissediyorum, bitmiş, tükenmiş ve mutsuz. Ölümüne uyumak istiyorum ama insanlar bunu anlamıyor. Kendim yapamayacak kadar da korkağım işte. Ben sadece.. Her neyse..
 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder