Perşembe, Eylül 01, 2011

Ben bir bulutun tadına baktım.

Oturuyordum sadece. Oturuyordum sadece, o uzun merdiven önüme düşene dek. Aklımda bir şey yoktu, su gibi berraktı düşüncelerim, o uzun merdiven önüme düşene dek. Aslında tek bir düşünce vardı aklımda, sen vardın ta ki o uzun merdiven önüme düşene dek.
Uzun bir süre bakakaldım. İlahi bir ışık veya şarkı bekledim. Gelmedi tabii ki. Böyle bir ölümü beklemiyordum açıkçası. Kafama kocaman bir merdiven düşerek öldüm, trajikomik.
Bir anda tırmanmaya başladım merdiveni, uzun ve yorucu gelmişti başlarda. Yukarı çıktıkça kendimi daha iyi hissettim garip bir şekilde, nefes almadığımı farkedene dek her şey güzeldi. Ne garipti ölü olmak, nefes bile almıyor insan.
Bulutları gördüm sonra, yumuşacık bir yatak gibi önümde uzanan. Asırlarca uyuyabilirdim burada, cennetten bir parçaydı sanki. Belki öyleydi, belki cennetin ta kendisiydi, bilemedim, atladım üstlerine. Aşağı düşmeyi bekledim, olmadı. Her şey şaşırtıcıydı zaten.
Çok merak ettim, bir ısırık aldım buluttan. Yetmedi bir daha, bir daha ve bir daha. Bulut büyüdü ağzımda, kocaman oldu. Patlayacağım sandığımda bir bakmışım ben bulut olmuşum. Yumuşacık, bembeyaz bir bulut olmuşum. Diğer bulutlara sarıldım, karıştım, kocaman büyük bir bulut oldum.
Kuşlar gıdıkladılar beni üstümden geçerken. Kahkaha attım, gök gürledi. Nefes almayı denedim, tanrım, her yer bahar kokuyordu. Taze, temiz ve saf, harikaydı burası. Maviydi yukarısı, yeşildi aşağısı. Evet, ben cennetteydim.
Parise gittim. O çok görmek istediğim Eiffel kulesini gördüm. Ne güzel bir şeymiş, ona dokunamadan üzerinden uçup gittim. İçimde kaldı ona dokunabilmek.
Sonra aşağıdaki insanları seyrettim. Nasıl sevdiklerini, aşık olduklarını seyrettim. Öpüşenleri, sevişenleri seyrettim. Ah, hayatta olmak ne güzel şey dedim. Sonra acıyı gördüm. Kavga, nefret, kin, öfkeyi gördüm, ihaneti gördüm. Kaybettiklerimi, gidenlerimi, uzaklaştıranlarımı hatırladım.
Üzüldüm. Üzüntüm beni siyaha boyadı bir anda. Ağladım, göz yaşlarım düştü insanlığın üzerine. Benim acımın insanlara bereket verdiğini gördükçe, daha fazla ağladım. Ne de çok sevmiştim bir zamanlar onları. Artık yokum diye, sevinmişler haberim yokmuş.
Ayağıma sürtünen kedi miyavlayana dek, her şey bulanıklaşmıştı.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder