Cuma, Ağustos 12, 2011



Öncelikle dışarısı Ağustos olmasına rağmen soğuk. Sanırım Dünya'nın dengesi bozuldu. Belki de bozulmadı. Ama benim dengem hiç olmadığı kadar bozuk.
Neden bilmiyorum, klimanın altında oturuyorum. Soğuk, fazlası ile soğuk. Parmaklarımın ve burnumun ucu üşüdü, kızardı. Komik bir görüntüm var dağıttığım saçlarım yüzünden. Sanki hep toplularmış gibi.
Ne yazmak istediğim hakkımda bir fikrim yok. Bu yüzden başlık yazmadım, yazamadım. Sadece düşüncelerimi burada bir salata haline getirmek istiyorum. Belki kusmak?
Neden hep sebze yemeklerine et koyarlar ki? Aç kalayım da öleyim diye mi? Çok mu garip, yiyemiyorum işte. Kokusu midemi bulandırıyor.
Fazlası ile asosyal yaşıyorum şu sıralar. Belki yapacak bir şeyim olmamasındandır. Öncelikle, hangi okula gideceğim - okula gideceğim bile - meçhul. Bir nevi tutsak gibiyim bazı sebeplerden dolayı. Dışarı çıkacak arkadaşlarım var elbet ama .. isteğim yok niyeyse. Saçımdan tutulup sürüklenmem gerek. Galiba ima özürlüsüyüm. 6 gündür çıktığım kızdan ayrılmışız, haberim yok. Komik  ve ironik, insanları daha dikkatli dinlemeliyim sanırım. Hoş değil elbette bu yaptığım.
Bunalımda falan olmalıyım galiba şu sıralar. Yok yok, 6 gündür çıktığım kızla ayrılmış olmamızın alakası yok bunla, cidden. Birkaç gündür olduğum durum bu. Sebebi ne bilemiyorum, belki içimde sakladığım duyguların birikmesindendir.
Rezalet yazılar yazdığımı düşünüyorum, bu yüzden rahatça yazabiliyorum. Nasıl olsa biri giripte okumaz bunu. Aslında riskte alıyorum, biri girip okur belki. Sorar "Niye açıp Word'unu yazmadın" diye. Bilmem işte, aklıma burası geldi. Belki biri halime acırda bana bir bitter çikolata ısmarlar diye.
Artık birkaç şeyi değiştirmek istiyorum. Saçımı boyatıp, piercing takmak gibi. Evet demode ama, 'o' bunu yapmamı istemezdi muhtemelen eğer 7 ay önce çekip gitmeseydi.
Umrunuzda değilim herhalde, okuyorsunuz ama..okumak için sadece, değil mi? Bir sebebi yok.
Herkes şikayetçi, ben de öyleyim! Hem ergenlikten çıkmadım hala, sonuna dek hakkım var. Olmasam da hakkım olur muydu acaba? Küçükken var mıydı şikayetlerim? Elbette. O zaman ergenliğimle alakası yok, vazgeçtim gereksiz bilgi, çiiiiz.
Ankara'a gitmek istiyorum. Biraz saçma gelebilir ama Vega'nın Ankara şarkısına takmış bulunmaktayım - Mor ve ötesi'nin Meksika şarkısını da çok seviyorum ama oraya gitmek istemiyorum, yani henüz - ve Ankara'da bulunmak istiyorum garip bir duygusal sebepten dolayı. Aslında orayı hiç sevmem, İzmir'i de sevmem. Ama şu an Ankara'da olmak istiyorum. Bir kere adamların denizi yok, bir şeyi yok! Memur kenti hem - yanlış anlamayın lütfen, sevdiğim ve saydığım bir şehir sadece bana göre değil -, ayrıca taşlarlar beni orada muhtemelen.
Sürekli muhtemelen yazıyorum, bu ne? Takılıp kalmışım sanki bir şeylere. Aslında takılıp kaldığımı da biliyorum. Çok şeyi biliyorum ama bir şey yapmıyorum. Sıkkınım ben.
Fazlası ile beynimdekileri kusup size salata haline getirdim kanımca. 'Muhtemelen' bu yazıyı okuduktan sonra iştahınız kaçtı, çok üzgünüm ama hayat böyle.
Birileri yazar ve çizer, size de yaşamak düşer.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder