Salı, Ağustos 16, 2011

Ben seni ne kadar bildim de konuşuyorum avaz avaz.





Ne güzeldi değil mi? Bence öyleydi. Hani elin elimin üstünde geziniyordu ya iskelede otururken. Konuşuyorduk öyle boş şeylerden. Hoştu yani.
Salak gibi dönmeseydik keşke Kale'ye arkamızı. Belki daha güzel olurdu manzara. Salak derdin olsaydın şimdi yanımda. Zaten manzaramız güzeldi. Pek bakmadım ama öyleydi sanırım. Kapalıydı aslında gözlerim. Belki Kale'ye bakıyorduk da haberim yoktu.
Neden öyleydi? Sımsıcaktı elin. Neden güvendeydik o zaman? Ben mi öyle sanmıştım. Sımsıkıydık. Yakındık, uzaklaştık. Uzaklaştın desek daha doğru belki de. Dedim ya kapalıydı gözlerim, haberim yoktu.
Tuttuğunda bırakmaz gibiydin, bana mı öyle geldi? Diğerlerine de mi öyle hissettiriyorsun? Kötü değilsin, sadece, neyse boşver. Zaten siklemezdin desem de, değil mi? Ne zaman sikledin beni? Seni gayet takıyorum ayrıca, derdin o şirin ses tonunda. Ah, tutsaydın ya elimi o zaman da.
Bitmesin istedim ben o an, ya sen? İstedin mi? İstemişsindir sözde. Belki de istedin gerçekten. Ne bileyim ki. Bildirmedin bana bir şey, ne varsa sildin. Tanıtmadın bana kendini. Sorduğumda tersledin. Korktun mu cidden? Bağlanmamdan mı korktun? Haklısın, hep olduğun gibi haklısın.
Mutluydum ben aslında, sen değil miydin? Ne çok soru soruyorum değil mi? Büyük ihtimalle bu huyuma da sinir oluyordun, soruna soruyla karşılık veriyordum. Ama ben senin sinir olmanı bile seviyordum. Bağırırdın, çağırırdın, sonra pişman olurdun. Sen neredeyse bir melektin, neredeyse bir şeytan.
Elimi tutarken çekerdin beni sonsuzluğa, çok hızlıydı. Saatlerim dakikalar gibi uçar giderdi aslında. Ben, ben farketmezdim zamanın akışını. Dedim ya, kapalıydı hep gözlerim.
Ne yapmam hoşuna giderdi, bilmiyorum açıkçası. Bu yüzden sen varken nasılsan öyleyim, bu hoşuna gidiyordu herhalde az da olsa. Emin değilim. Saatlerce baksam çözemezdim o bakışlarını. Acı mıydı diplerdeki? Neydi canını yakan? Neydi o gece seni neredeyse ağlatan? Tutsam elini, bana geldiği gibi iyi gelir miydi? Tutmadım, ah aptal ben tutamadım.
Nasılsın? Sanırım en çok bu sorunun cevabını merak ediyorum. Ben, iyi olma yolunda yavaş adımlarla ilerliyorum. Biliyor musun? En çok istediğin şey olacak. Belki de en çok değil ama benim bildiğim kadarı buydu. Benim bildiğim sen buydun.
Neyse; benim gözlerim kapalıydı, sen konuşuyordun ellerimiz temas ediyordu. O değil de, hoş zamanlardı.
Çok konuştum ben yine.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder